İslâm alemi sanki Allah'ın yarattığı ağaç misali.
Büyük.., gövdesi geniş.., kökü sağlam...
Heybetli.
İdi.
Vakit geçtikçe büyüyüp dallara ayrılmış.
Her yeni dalı bir öncesine göre daha ince.
Ama hepsi aslen aynı gövdeye bağlı.
Aynı gövdeden ve aynı kökten besleniyorlar.
Bugün her dal bunun ne kadar farkında?
Dallar kardeş midir? Bugün?
Her dalın yaprakları var.
Kimisininki daha az kimisininki daha çok.
Rüzgar estikçe savrulurlar bunlar.
Bugün rüzgar ne taraftan esmekte?
Yapraklar hangi dala mensup olduklarını bilirler,
Fakat gövde ve kökün farkındalar mı halâ?
Kimisi tutunamaz düşer esen rüzgardan.
Kimisini o dal veya ağaç bırakır.
Mevsimleri; yağmuru, rüzgarı, karı, doluyu
Soğuğu, sıcağı aşan meyve görebilir.
Meyve güzele, faydalıya götürebilir, besleyebilir.
Çürüyebilir, düşebilir de ve artık akıbetini Allah bilir.
Ağaç yaş iken eğilir ve artık doğrulmak kolay değildir.
Fakat mümkündür. Umudu yitirmek Müslüman'a yakışmaz.
Yaradana sığınmak lazım!
Dallarımızı kabul etmek, beraber olmak,
Hatırlamak, öğrenmek, bilmek lazım.
Tekrar kardeş olmak lazım.
Gövde ve köke güvenmek lazım!
Artık bu ağacı budama ve dik durma vakti gelmedi mi?
B.T.