Birbirine acı söyleyebilen ve bundan alınmak yerine söylenene açık olan, dostların dostluğundan daha sağlam bir dostluk düşünebiliyormusunuz?
Nasıl yaşanması gerektiğini söyleyenin söylediğini yaşayandan daha emin bir kişi düşünebiliyormusunuz?
Kendimize kendimizi ilerlemekten alıkoyan engeller koymakla ne kazançların büyük kayıbına uğradığımızı düşünebiliyormusunuz?
B.T.
6 Kasım 2010 Cumartesi
26 Eylül 2010 Pazar
Hayat
- "Geluk is niet afhankelijk van dingen buiten ons, maar van de manier waarop wij die zien."
- "Het is eenvoudiger 10 boeken met filosofie te vullen dan één principe in praktijk te brengen."
- "In the name of God, stop a moment, cease your work, look around you."
- "The two most powerful warriors are patience and time."
- "Without knowing who I am and why I’m here it is impossible to live. Yet I cannot know that and therefore I cannot live."
- "God knows, but He's waiting"
- "It seems that only God can know the truth; it is to Him alone we must appeal, and from Him alone expect mercy."
- "Hell is the inability to love."
Bir Şans
İnsanlara şans tanıyalım, sabırlı olalım. Tıpkı bir fidana su verip beklediğimiz gibi.
İlk bakışta yargılamayalım, aldanmayalım "dış" görünüme. Çünkü o zaten zamanla kalkacak bir perde gibidir.
İmkan tanıyalım bizi şaşırtmaları için. Tıpkı tanımadığımız bir fidan meyvesiyle bizi şaşırtabileceği gibi.
Sabırlı olalım, şekile takılmayalım, içeriğe bakalım. Belki "güzel" görünen hayırsız, "çirkin" görünen hayırlı olabilir.
Şans tanıyalım, vakit tanıyalım, belki bir dost kazanırız.
B.T.
İlk bakışta yargılamayalım, aldanmayalım "dış" görünüme. Çünkü o zaten zamanla kalkacak bir perde gibidir.
İmkan tanıyalım bizi şaşırtmaları için. Tıpkı tanımadığımız bir fidan meyvesiyle bizi şaşırtabileceği gibi.
Sabırlı olalım, şekile takılmayalım, içeriğe bakalım. Belki "güzel" görünen hayırsız, "çirkin" görünen hayırlı olabilir.
Şans tanıyalım, vakit tanıyalım, belki bir dost kazanırız.
B.T.
21 Eylül 2010 Salı
S.Y. & Y.K.
Sevgidir beni sana bağlayan
Endersin hayatta eşi bulunmayan
Herzaman yanında olacağım
Esirgeyeceğim kötüden seni
Resimlerinde eksik etme beni
Yüzün çıkmaz artık aklımdan
Erdemli olmanı dilerim Allah'tan
Layık olursun Inşaallah O'na
İzini bırakırsın bu hayatta
Zorlukları beraber aşabileceğinizi hiç unutma
Yücedir seni bana veren Rabbim
İyiki varsın yoksa neylerdim
Girdin hayatıma sonsuza kadar benim
İstemez fazlası sen yetersin
Tut elimden ki bana güc gelsin
Küçük kalacaksın herzaman gözümde
Ama sen yinede gayret et büyümeye
Yakışan daima doğru olandır sana
Rızasını kazanmanızdan başka değildir
Allah'tan dilediğim sana ve ablana
B.T.
B.T.
5 Mayıs 2010 Çarşamba
Sürece Tecavüz?
İnsanın yaşadıkları ve kavradıkları bir sürece bağlıdır.
Siz istediğiniz kadar birikimli olun, iletişimde çok kabiliyetli olun, meseleyi en ince ayrıntısına kadar anlatabilin; bu aktardıklarınızın paralelinde karşınızdaki kişi konuyla ilgili sürecin neresinde olduğunu gözlemle(ye)mezseniz paylaşmak istedikleriniz o kişide doğru bir karşılık bulmaz. Kişinin dünyasında (doğru) bir yere oturmaz. Çünkü kişi genelde sözü işitir fakat meseleyi ancak o anki hayat tecrübesi kadar algılayabilir. İşitilen söz hayat tecrübesinde yeterince karşılık görmezse o söz tam hakkıyla anlaşılmamış demektir.
Anlatmak istediğinizin tam anlaşılmasını istiyorsanız onu hakkıyla aktarmalısınız. İşin doğalını zorlayarak, bütün olayı bir nefeste anlatmak, karşı tarafın sürecine tecavüz etmektir. Onun meseleyi hakkıyla kavrama hakkını elinden almanız anlamına gelir. Bilgiyi kişinin kendi sürecinde bulunduğu yere göre aktarmalısınız. Bu süreç anlatmak istediğiniz meselenin ağırlığına ve kişinin bulunduğu yere göre birkaç dakika ile birkaç sene arasında oynayabilir. Bu iş ciddi bir sabır istediği gibi karşıdaki kişiyi doğru bir şekilde gözlemleyebilme ve değerlendirebilme kabiliyetlerinide şart koşmakta. Şayet meselenizin tam anlaşılmasını istiyorsanız...
Yok laf olsun diye birşeyler anlatmak istiyorsanız, yüzeysel anlaşılmasında sorun yok diyorsanız veya yanlış değerlendirilmesini temenni ediyorsanız yukarıdaki yazılanları boş verin...
B.T.
Siz istediğiniz kadar birikimli olun, iletişimde çok kabiliyetli olun, meseleyi en ince ayrıntısına kadar anlatabilin; bu aktardıklarınızın paralelinde karşınızdaki kişi konuyla ilgili sürecin neresinde olduğunu gözlemle(ye)mezseniz paylaşmak istedikleriniz o kişide doğru bir karşılık bulmaz. Kişinin dünyasında (doğru) bir yere oturmaz. Çünkü kişi genelde sözü işitir fakat meseleyi ancak o anki hayat tecrübesi kadar algılayabilir. İşitilen söz hayat tecrübesinde yeterince karşılık görmezse o söz tam hakkıyla anlaşılmamış demektir.
Anlatmak istediğinizin tam anlaşılmasını istiyorsanız onu hakkıyla aktarmalısınız. İşin doğalını zorlayarak, bütün olayı bir nefeste anlatmak, karşı tarafın sürecine tecavüz etmektir. Onun meseleyi hakkıyla kavrama hakkını elinden almanız anlamına gelir. Bilgiyi kişinin kendi sürecinde bulunduğu yere göre aktarmalısınız. Bu süreç anlatmak istediğiniz meselenin ağırlığına ve kişinin bulunduğu yere göre birkaç dakika ile birkaç sene arasında oynayabilir. Bu iş ciddi bir sabır istediği gibi karşıdaki kişiyi doğru bir şekilde gözlemleyebilme ve değerlendirebilme kabiliyetlerinide şart koşmakta. Şayet meselenizin tam anlaşılmasını istiyorsanız...
Yok laf olsun diye birşeyler anlatmak istiyorsanız, yüzeysel anlaşılmasında sorun yok diyorsanız veya yanlış değerlendirilmesini temenni ediyorsanız yukarıdaki yazılanları boş verin...
B.T.
20 Nisan 2010 Salı
Üzüntünün aşamaları...
Derin üzüntü genelde bir kayıptan ötürü oluşur ve gelişir; mesela işinden veya evinden olmak, sevdiğinden ayrılmak veya bir yakınını kaybetmek gibi. Derin üzüntü veren bir hadiseden sonra sakinleşip huzur buluncaya kadar insan değişik aşamalardan geçiyor:
Aşamaların derecesi, süresi ve sırası tartışılır fakat ilginç olan; insanın bu "yas" sürecinde değişik duygusal aşamalardan geçmesi.
- İnkar
- Kızgınlık
- Şüphe
- Depresyon
- Kabullenme
- Anlam verme
Aşamaların derecesi, süresi ve sırası tartışılır fakat ilginç olan; insanın bu "yas" sürecinde değişik duygusal aşamalardan geçmesi.
14 Nisan 2010 Çarşamba
Kardeşime... (01)
Amsterdam, 2008
Canım kardeşim,Gerçekten uzun zaman oldu...
İnan sözlerime nereden başlıyacağımı bilemiyorum. Seninle o kadar çok paylaşmak istediğim şey var ki. Inşaallah kalemimden dökülen şu kelimeler artık bundan sonra paylaşacaklarımızın ilki olur.
Kardeşim, biliyormusun, özledim. Kardeşlerimiz ile tekrar bir olmayı özledim. Dünyada okadar çok şey olup bitiyor ki. Çoğu olumsuz, içler acısı. Azıda olumlu, umut verici. Bunları kardeşlerimle beraber yaşamayı, onlarla beraber tadmayı özledim. Hayatta mücadele edebilmek için kardeşlerimden güç almayı özledim. Dilerim Rabbimizden bundan sonra paylaşacaklarımız bizi eskisi gibi bir araya getirir, tekrar bir oluruz, tekrar örnek oluruz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)