31 Temmuz 2016 Pazar

Türkiye'nin sahibi sensin

Sen onu yüreğinde taşıyan.
Sorgusuz sualsiz arkasında duran.
Gerektiğinde bayrağını alıp sokaklara dökülen.
Tehdidin zirve yaptığında tankın önüne yatan.
Kurşuna, topa göğüs geren.
Etrafına bakmadan yaralıya, muhtaca koşan.
Canını, canından olanı onun uğrunda feda eden.
Meydanı boş bırakmayan.
Ortak düşmana karşı aranızda fark gözetmeyen.
Liderini koruyan.

Ve hiç çekinmeden bunların üstüne "gerekirse tekrar yaparım" diyen.
Türkiye'nin asıl sahibi sensin.

Ben buradan sadece bakıyorum, gözlemliyorum, fikir yürütüyorum ve onu paylaşıyorum.
Seninle kıyasladığımda Türkiye'nin sahipliğine kendimi layık göremiyorum.

Selâmet dilerim,
B.


22 Mayıs 2016 Pazar

Kalp

Kalbimiz biz doğmadan önce biz ölünceye kadar iki heceyle atıyor.
Bu sadece iki kapağın meselesi mi?
Yoksa o da hayatı boyunca Rabbini mi zikrediyor?

B.T.


15 Haziran 2015 Pazartesi

Her daim imtihan

Dünkü yokluk bugün var olsa bile, Allah kulunu imtihansız bırakmaz...

B.T.

3 Ocak 2015 Cumartesi

Hüzün

Ne kadar mutlu olsam da, ne kadar huzurlu olsam da, hüzünü unutmak istemiyorum. Körelmek istemiyorum ona karşı. Tadını unutmak istemiyorum. Hissetmek istiyorum gerektiğinde.

Çünkü o bana dünyanın halini hatırlatıyor. Yok. Dünya güzel. Aslında o bana insanlığın dünyayı ne hale getirdiğini hatırlatıyor. Halifeliğinin hakkını veremediğini.

Çünkü o bana ideali hatırlatıyor, olması gerekeni. Doğruyu. Hakkı. Bunu unutursak eğer, yolumuzu tamamen kaybetmiş duruma gelmiş oluruz. Sapmış oluruz.

Neyse ki hüzünü bana unutturmayacak yeterince şey var etrafta. Kimisi gerçek, kimisi kurgu, ama nihayetinde hatırlatıyor.

Terk etme beni...

B.T.

Değerler paylaşmak

Eğer birşeyler anlatmak istiyorsanız birilerine. Eğer değerler paylaşmak istiyorsanız. Eğer gerçekten dinlenmek istiyorsanız. Eğer beraber doğruları bulup onları beraber yaşamak istiyorsanız. Eğer omuz omuza vermek, sırtınızı ona dayayabilmek istiyorsanız. Eğer sevmek sevilmek istiyorsanız. Eğer dost olmak, kardeş olmak istiyorsanız...

Bunlardan önce kalbe, gönüle hitap etmek gerekir. Yoksa hepsi boşa...

B.T.

Evimin Direği

Belki komik gelebilir, ama böyle bir ifade samimiyetle bir bayan tarafından eşi için kullanılsaydı bu nasıl bir aile tablosu çizerdi aklınızda? Bir eş bu ifadeyi nasıl kullanabilir? Eşi nasıl bir insandır ki bu ifadeye laik görülür?

İlk başta büyük bir sevgi bağı mevcuttur her halde. Sonra karşılıklı müthiş bir saygı. Kadın erkeğine teslim olmuştur, onun yanında huzurlu ve güvende hissediyordur kendini. O da onu himayesi altına almıştır, çünkü onun sorumluluğudur, namusudur. Erkek kadınını, çocuklarını ve evini koruyordur. Onları rızıklandırıyordur. Ve tabi bu olgular arasında karşılıklı mutluluk sözkonusudur. Sanırım ancak bu durumda bir bayan erkeğine bu ifadeyi laik görür.

Eski Türk filmlerinden aklımda kalmış. Acaba gerçekten var mıdır böyle birşey yoksa ben fazla film mi seyrettim :-)

B.T.

21 Aralık 2014 Pazar

Ana, baba

Ana ve baba kelimeleri okadar "ağır" ve "dolu" ki... okadar duygu taşıyan, güven taşıyan kelimeler ki... Nice kelimeler bu duygulara bağlanmış:

Anavatan
Ana kucağı
Ana şefkati
Anayasa
Anadil
Anadolu
Anaokulu
Devlet baba
Babayiğit
Baba adam
Babacan
Baba diyarı
Baba ocağı
Baba yurdu
Baba evi

Tek başımıza, sakin bir ortamda, ana deyince aklımıza ne geliyor? Ya baba deyince? O olması gereken ideal anne ve baba şahsiyetleri gelmiyor mu akla? Ama yoklar. Hiç bir anne veya baba mükemmel değil. Tıpkı mükemmel insanların olmadığı gibi.
İnsan beşer. Beşer şaşar. Hatasız kul yoktur. Ama yine de ana deyince yüklü bir anlam ifade ettiğimizi fark ederiz. Baba deyince de öyle.
Ana... Baba... karşılıklı beklentiler oluşturan iki yüklü kavram. Asıl mesele bu beklentilerin ne kadar karşılık gördüğü.

B.T.