5 Nisan 2011 Salı

para para para

Şanar Yurdatapan'ın 1975'te yazdığı, kayınvalidesi Rüçhan Çamay'ın sesinde meşhur olmuş şarkı sözlerini bilenlerin tekrar ilgisine bilmeyenlerin de bilgisine sunmak isterim.

Yıllardır bu şarkının varlığından haberim var fakat bugüne kadar sözlerine hiç dikkat etmemişim. Bugün para üzerine yazmak istediğim bir yazıda bu şarkıya atıfta bulunmak istediğim için sözlerine rastladım.

gariptir insanoğlu neler yaratmış
yarattığı her bugün dünü aratmış
aklı ile her şeyin sırrını bulmuş
kendi yarattığı putun kölesi olmuş

para para para
varlığı bir dert yokluğu yara

çerçeveletir kimi asar duvara
kimi onu bulunca dosdoğru bara
kimi sıkar elinde çıkarır suyunu
kiminin değiştirir güzel huyunu

para para para
varlığı bir dert yokluğu yara

üç şey demiş napolyon; para para para!
insanlar öldürülür onun uğruna
servetin ulaşsa da yüz milyonlara
kefeninin cebine sığmaz bir tek lira

para para para
ille de para para para
varlığı bir dert yokluğu yara

unutmayın herşeyi yaratan biziz
matbaada parayı basan ellerimiz
sanmayın onun hükmü değişmez yasa
para neye yarardı eller çalışmasa

para para para
para da para para
varlığı bir dert yokluğu yara

para para para
yokluğu başka dert fazlası bela
para para para
gömeceğim seni bir gün mezara

p.s. yukarıda ismi geçen şahısların geçmişleri de ilginç

1 Nisan 2011 Cuma

Nisan 1 "şaka" günü

Bu "şaka" gününün ortaya çıkmasıyla ilgili değişik söylentiler var. Bakarsınız. Fakat bu gün yapılan şakalar ele ne geçiriyor? İyi bir kahkaha mı? Anlık bir sevinç mi? İyi bakıldığında varsa bile faydası hiç denilecek kadar az. Aslında zararlı olma ihtimali çok yüksek. Belki karşıdakinin yüzünde yapmacık bir gülümseme var, belki kahkahası içten değil. Belki alınmış, üzülmüş, rencide edilmiş, kalbi veya gururu kırılmış. Böyle bir gün buna değer mi?

Bence "eşek şakası günü" ve bu isim de takvimimize yakışmadığı için tümden kaldırılmalı...

B.T.

31 Mart 2011 Perşembe

Zomaar een levensuur

Thuis. Vertrouwd. Eenzaam. In stilte zit ik vredig in mijn met half gedimd licht belichte huiskamer, mijn moderne schrijfmachine onder mijn vingers. Zonder dat er ook maar papier uit rolt met daarop inkt in allerlei gedaanten, gedisciplineerd in rijen staand...

30 Mart 2011 Çarşamba

Suçlu

İnsan zor anlarında; kazada, kavgada, ölümde, zararda, kayıpta, hep bir suçlu arar. Bu insanın nefsinde vardır. Fakat başkasını ararken kendisini saklarcasına unutmasın. Olur ya, belki suçluyu kendini sakladığı yerde bulur. Hep öyledir; genelde kendimizde de suçluluk payı vardır, belkide tek suçlu bizizdir...

Adil olalım. Suçu bir başkasına yüklemek çok kolay. Erdem üzerimize düşen suç payının kabulündedir.

B.T.

Yaşamak ve yaşatmak

Her anne ve baba kendi anne ve babalarında gördükleri eksikleri yaşatmazlar kendi çocuklarına. Fakat göremedikleri eksikler arada kaçabiliyor ve onlarda farkında olmadan yaşatabiliyorlar kendi çocuklarına. Bunları yaşarken kendilerine ait eksikler de oluyor tabi. Bakın. Görüyormusunuz? Şimdi kendi çocuklarının onlarda fark ettikleri eksikleri. Bunları da o çocuklar ileride kendi çocuklarına yaşatmıyacaklar. Fakat fark edemediklerine ne olacak?

Kendimizden daha iyi nesiller yaşatmak için zamanında göremediğimiz eksikleri arayıp bulmaya çalışalım. Kendimize ait olan eksiklerin farkına varıp gidermeye çalışalım. Kıralım bu kısır döngüyü. Yaşatalım.

Ama unutmayalım; kimse mükemmel değildir. Hatasız kul yoktur. Kusursuz bir anne ve baba da...

B.T.

29 Mart 2011 Salı

Vicdanımıza soralım

Bugüne kadar öfke kimi rahatlatmış,
şiddet kime ne kazandırmış,
bağırmak kime ne anlatmış,
nefret kime ne hissettirmiş,
küsmek kime ne ifade etmiş,
iftira kimin eline ne geçirmiş,
ihanet kime ne kâr getirmiş,
saygısızlık kime nasıl yakışmış,
gıybet kime ne sağlamış?

Sabır, Sevgi ve Sözün güzeli; kazanç, huzur ve kurtuluş burada.

B.T.

Het is aan jou

Ook voor jou heb ik een plek in mijn hart; alleen bepaal jij waar dat is.
Ook jij raakt me in mijn ziel; alleen bepaal jij hoe diep dat is.
Ook jij komt voor in mijn denken; alleen bepaal jij hoe vaak dat is.
Ook jij kunt wegvallen uit mijn leven; en dan heb jij bepaald of ik je nog mis.

Het is nu aan jou om aan te geven of dit alles wederzijds is.

B.T.