20 Nisan 2013 Cumartesi

İki göl arası

Geldim yine "göller arası" denilen yere. Kendimi de biraz öyle hissediyorum; iki değer, doğru ve yanlış, arasında. Sanki tepeleri pudra şekerine batırılmış dağlarda ayağım kaysa yanlışa düşeceğim. Dikkat etmem lazım. Ederken de ister istemez yanlışlar yaptığımı biliyorum. İnşaallah küçük yanlışlardır, ki yaptığım iyi şeylerle Rabbimin vaadine nail olurum da üzerini örter.

Dünyadaki "cennet" denilebilecek bölgelerden biri burası. Alp dağlarının yükseldiği ülkeler. Yerlileri de bunun farkında mı acaba? Bir sanat eseri bu tablo. Gökte ve suda kullanılmış maviler. Karada ve dağlardaki yeşiller. Tepelerine ve yamaçlarına serpilmiş kar ve şaleler. Aralarından göze batmadan kıvrılan yollar. "Olmaz" böyle bir sanatçı! Şükrettim. Kendimi içinde kaybetmeden misafir olup geçmem lazım diye ikna ettim kendimi.

Anılar canlandı burada. Şükrettim. Dört sene önce bu bloğa ilk yazımı yazmıştım tam bu yerde. Düşünüyorum da. Neler yaşadık be bu arada. Acılar ve tatlılar. Kaybetmeler ve bulmalar. Bir yol tutturdum gidiyorum bakalım...




B.T.

Hiç yorum yok: