Ey yüce dağbaşındaki kirlenmemiş, dokunulmamış, erişilmez, izsiz, ıssız, ak kar.
Ey gözümüzle bakamadığımız, bizi ısıtan, hayat veren, hiç yalnız bırakmayan, içinde volkanlar patlayan güneş.
Ey berrak olan, serinleten, susuzluğumuzu gideren, kendi yolunu belirlemiş, bizim seviyemize inen akarsu.
Ey güzelliğinle gösteriş yapan, bizi kendine bağlayıp büyüleyen, dağlara bürünmüş, durgun göl.
Ey geceleri yolumuza ışık tutan, her gün bir değişik görünen, ayda bir tam olan ve yine ayda bir bizi terk eden, gizemli ay.
Ey bütün dertlerimizi bizden üfleyip alan, bizi uçuran, görünmeden kendini hissettiren, sıcak, soğuk, şiddetli ve sakin rüzgar.
Ey sonu görünmeyen, içimizi açan, dalgalanan, bazen bizi kabul eden bazen boğan, mavisinin eşi bulunmayan deniz.
Ey içinde yeşilin sonsuz sayıda değişik tonlarını barındıran, bize nefes veren, içinde kaybolmamıza neden olan veya fırsat veren orman.
Ey damla damla bize gelip yaşam veren, bizimde nankörce kaçtığımız yağmur.
Ey bizi doyuran, koruyan, yol veren, mucizeler yaratan toprak.
Şahit olun!
B.T.
29 Aralık 2010 Çarşamba
10 Kasım 2010 Çarşamba
Bir blog daha...
İkinci blog'umu açtım.
http://kurankelimeleri.blogspot.com/
Katkılarınızı bekliyorum.
Hayırlı olur İnşaallah.
B.T.
http://kurankelimeleri.blogspot.com/
Katkılarınızı bekliyorum.
Hayırlı olur İnşaallah.
B.T.
7 Kasım 2010 Pazar
Kartpostal babam
Fatih Kısaparmak'ın dilinden
Kartpostal Babam
Adım Dilan, yaşımı henüz doldurdum
Gözlerim yeşil, yanaklarım tombul
Kestane rengi saçlarım
Kırmızı da bir yakışıyormuş ki sormayın
Burada doğmuşum
Kimileri Diloş diyor kadınların
Annem ise Diloşummm...
Ben bir bebeğim, sizin bebekleriniz gibi
Tek farkım tutuklu oluşum..
Annem güzel bir kadın, tüm anneler gibi
Babamsa bir kartpostal
Arasıra zarf içinde görmeye geliyormuş beni
Bırakmıyorlarmış kapıdan, dosyalıyorlarmış
Anlıyorum ki kartpostal çocuğu olmak kötü...
Çoook kötü....
Böcekleri sevmiyorum kanımı emiyorlar benim
Zaten sütü yok annemin çekilmiş
Yüreğinden insanlık çekilmiş büyükler gibi
20 ay olmuş dama düşeli
İffetine dokunan birisini öldürmüş annem
Henüz görmediğim babamdan,
Kartpostalı bir dama koymuşlar
Annemi bir dama....
Ben hapisteyim anladım
Fakat anlamadığım,
böcekler ne suç işlemişte düşmüşler mapusa
Onlarında mı babası kartpostal yoksa.
Özlüyorum bir kelebek olmayı
Kanatlarıma annemi alıp
Gökkuşağına kanat çırpmayı
Bir daha hiç dönmemecesine orda kalmayı
Biraz sonra banyo yapacagım çamaşır leğeninde
Ve yine hastalanacağım
Mapusluk zor, ben biliyorum
İstedim ki sizde bilesiniz...
Daha beteri var
Eğer, eğer hala insanlık kalmışsa yüreğinizde
Bu ayıp bu utanç, benim vebalim hepinize yeter …
Kartpostal Babam
Adım Dilan, yaşımı henüz doldurdum
Gözlerim yeşil, yanaklarım tombul
Kestane rengi saçlarım
Kırmızı da bir yakışıyormuş ki sormayın
Burada doğmuşum
Kimileri Diloş diyor kadınların
Annem ise Diloşummm...
Ben bir bebeğim, sizin bebekleriniz gibi
Tek farkım tutuklu oluşum..
Annem güzel bir kadın, tüm anneler gibi
Babamsa bir kartpostal
Arasıra zarf içinde görmeye geliyormuş beni
Bırakmıyorlarmış kapıdan, dosyalıyorlarmış
Anlıyorum ki kartpostal çocuğu olmak kötü...
Çoook kötü....
Böcekleri sevmiyorum kanımı emiyorlar benim
Zaten sütü yok annemin çekilmiş
Yüreğinden insanlık çekilmiş büyükler gibi
20 ay olmuş dama düşeli
İffetine dokunan birisini öldürmüş annem
Henüz görmediğim babamdan,
Kartpostalı bir dama koymuşlar
Annemi bir dama....
Ben hapisteyim anladım
Fakat anlamadığım,
böcekler ne suç işlemişte düşmüşler mapusa
Onlarında mı babası kartpostal yoksa.
Özlüyorum bir kelebek olmayı
Kanatlarıma annemi alıp
Gökkuşağına kanat çırpmayı
Bir daha hiç dönmemecesine orda kalmayı
Biraz sonra banyo yapacagım çamaşır leğeninde
Ve yine hastalanacağım
Mapusluk zor, ben biliyorum
İstedim ki sizde bilesiniz...
Daha beteri var
Eğer, eğer hala insanlık kalmışsa yüreğinizde
Bu ayıp bu utanç, benim vebalim hepinize yeter …
6 Kasım 2010 Cumartesi
Bayrak yarışı
Hayat bir bayrak yarışıdır. O bayrakta taşınması gereken bir değerdir. Siz bir yerde o değeri alırsınız, hayat boyunca taşırsınız ve geliştirirsiniz. Taşırken paylaşırsanız, bıraktığınız yerde belki taşımaya devam eden birileri olur. Eğer doğru bir şekilde paylaşmazsanız, sizden sonra başkaları o gelişmiş değeri sizin bıraktığınız yerden değil, gelişmemiş değeri sizin aldığınız yerden alırlar. Belki.
B.T.
B.T.
Düşünebiliyormusunuz?
Birbirine acı söyleyebilen ve bundan alınmak yerine söylenene açık olan, dostların dostluğundan daha sağlam bir dostluk düşünebiliyormusunuz?
Nasıl yaşanması gerektiğini söyleyenin söylediğini yaşayandan daha emin bir kişi düşünebiliyormusunuz?
Kendimize kendimizi ilerlemekten alıkoyan engeller koymakla ne kazançların büyük kayıbına uğradığımızı düşünebiliyormusunuz?
B.T.
Nasıl yaşanması gerektiğini söyleyenin söylediğini yaşayandan daha emin bir kişi düşünebiliyormusunuz?
Kendimize kendimizi ilerlemekten alıkoyan engeller koymakla ne kazançların büyük kayıbına uğradığımızı düşünebiliyormusunuz?
B.T.
26 Eylül 2010 Pazar
Hayat
- "Geluk is niet afhankelijk van dingen buiten ons, maar van de manier waarop wij die zien."
- "Het is eenvoudiger 10 boeken met filosofie te vullen dan één principe in praktijk te brengen."
- "In the name of God, stop a moment, cease your work, look around you."
- "The two most powerful warriors are patience and time."
- "Without knowing who I am and why I’m here it is impossible to live. Yet I cannot know that and therefore I cannot live."
- "God knows, but He's waiting"
- "It seems that only God can know the truth; it is to Him alone we must appeal, and from Him alone expect mercy."
- "Hell is the inability to love."
Bir Şans
İnsanlara şans tanıyalım, sabırlı olalım. Tıpkı bir fidana su verip beklediğimiz gibi.
İlk bakışta yargılamayalım, aldanmayalım "dış" görünüme. Çünkü o zaten zamanla kalkacak bir perde gibidir.
İmkan tanıyalım bizi şaşırtmaları için. Tıpkı tanımadığımız bir fidan meyvesiyle bizi şaşırtabileceği gibi.
Sabırlı olalım, şekile takılmayalım, içeriğe bakalım. Belki "güzel" görünen hayırsız, "çirkin" görünen hayırlı olabilir.
Şans tanıyalım, vakit tanıyalım, belki bir dost kazanırız.
B.T.
İlk bakışta yargılamayalım, aldanmayalım "dış" görünüme. Çünkü o zaten zamanla kalkacak bir perde gibidir.
İmkan tanıyalım bizi şaşırtmaları için. Tıpkı tanımadığımız bir fidan meyvesiyle bizi şaşırtabileceği gibi.
Sabırlı olalım, şekile takılmayalım, içeriğe bakalım. Belki "güzel" görünen hayırsız, "çirkin" görünen hayırlı olabilir.
Şans tanıyalım, vakit tanıyalım, belki bir dost kazanırız.
B.T.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)