7 Ekim 2011 Cuma

Aşk ve Sevgi

Aşk ve sevgi üzerine nice yazılar yazılmış, nice düşünceler paylaşılmış.
Aslında aşk ve sevginin tanımları üzerinde hemfikirlik yoksa, üzerinde konuşmak boş.

İlla ki benim de bir tanımlamam var :) sizinle paylaşmak istediğim.

Bence aşk.
Aşk sadece duygusaldır ve mantık içermez. Göz boyar, kör eder aşığı. Aldatıcıdır o anlamda. Gerçekleri bulandırır. Kısa vadelidir aşk. Ama bir okadar da heyecan vericidir. Bütün dertlerinizi unutturur size. Sadece güzellik görürsünüz ve herşeyi tozpembe. Sanki meleğinizi bulmuş gibisinizdir. Vaktinizin çoğunu aşka harcarsınız, enerjinizi de. Aklınızda devamlı o olur. Ama aşkın değişmez bir kanunu vardır. Gün gelir aşk biter, çünkü aşk sizin elinizde olan birşey değildir. Aslında aşk vefasızdır. Bir bakmışınız yoktur artık, gitmiştir ve geriye ne kalmışsa onunla yetinmek zorunda kalırsınız. O geriye kalanı bilinçli olarak oluşturmuş olabilirsiniz. Çok akıllıca olur. Fakat aşk sizi aldatmışsa ve aşk sürerken onun yanısıra sizi birbirinize bağlayan başka duygular oluşturmadıysanız kala kalırsınız. Sizi bir arada tutan duygusal bir değer yoktur artık ve duygusal olarak aranızdaki mesafe büyür gider. Duygusal diyorum, çünkü sizi bağlayan resmi veya maddi şeyler olabilir tabi. Sorumluluklar veya alışkanlıklar olabilir. Belki çabalarsanız hala duygusal birşeyler oluşturabilirsiniz, bilemem.

Bence sevgi.
Sevginin bin bir yüzü vardır ama hepsi aynı yerden gelir. Kalpten. Ruhtan. Derinlerden. Bunların bir çeşidi (müstakbel) eşe duyulan sevgidir. Mesela yukarıda bahsettiğimiz gibi aşk bittiğinde geride en azından sevgi kalırsa sırtınız yere gelmez. Fakat sevgi de kendiliğinden oluşmaz, oluşturulur. Şansınız var da kendiliğinden oluşmuş olsa bile sevginin devam etmesi sizin elinizdedir. Sevginin devamı için bu duygu beslenmeli. Beslediğiniz taktirde sevgi uzun vadeli olur. Bu besleme bilinçli yapıldığı için, sevgi duygunun yanısıra mantık da içerir. Sevginin illa bitecek diye bir kaidesi yoktur. Siz yakıtını verdiğiniz sürece o motor çalışır. Kalbinizin attığı gibi bir ömür boyu sürebilir. Yeter ki hakkını verin, yakıtını eksik etmeyin. Ne midir bu yakıt? En temelinde saygıdır. Saygı olmazsa olmazdır. Paylaşmak da öyle. Paylaşmadan sevgi olmaz. Sonra fedakârlık, vefakârlık, destek olmak, korumak, bakmak ve sevgi. Evet sevgi de sevgiyi besler. Sevmek lazım. Ama bunlar dostlar için de geçerli değil mi? Evet geçerli, çünkü onlara da sevgi duyuyorsunuz. Artı (müstakbel) eşiniz zaten aynı zamanda dostunuz değil mi? Evet ama sevgi duyduğunuz eşi dosttan ayıran bir unsur olmalı değil mi? Tabi ki. Sanırım bunlar da elimizde olmayan şeyler. Kimya dediğimiz, elektrik dediğimiz, frekansların uyuşması dediğimiz, belki de kader dediğimiz şeyler.

Ne dersiniz?

B.T.

Hiç yorum yok: