Bu dünyada yürüdüğümüz sürece bizi taşıyan ayaklarımız,
Daha ana rahmindeyken bizim için atmaya başlayan kalbimiz,
Doğduğumuz andan beri son nefesimize kadar bizim için nefes alan ciğerlerimiz,
Her güne kalktığımızda bizi her seferinde yine aydınlığa kavuşturan gözlerimiz,
Bir ses geldiğinde onu yakalayıp bize sunan kulaklarımız,
Güzel de olsa kötü de olsa hiç ayırt etmeden kokuları bize duyuran burnumuz,
Acı tatlı demeden tatları bizim için alan, bizim için herşeyi söyleyen dilimiz,
Bu hayatta onu tam olarak anlayamıyacağımız, ama herzaman bizi anlayan, içinde sırlar barındıran beynimiz,
Gerçekten bizim mi?
B.T.
25 Ocak 2011 Salı
23 Ocak 2011 Pazar
Söyle bana
Söyle bana
neden biz
zarar verdiklerimizin
sen ve ben olduğumuzu
öyle göremeyecek kadar
körüz?
Coolio'nun
Gangsta's Paradise şarkı sözlerinden
çeviri B.T.
neden biz
zarar verdiklerimizin
sen ve ben olduğumuzu
öyle göremeyecek kadar
körüz?
Coolio'nun
Gangsta's Paradise şarkı sözlerinden
çeviri B.T.
12 Ocak 2011 Çarşamba
9 Ocak 2011 Pazar
H A K İ M
Hakkım.
Hak kim?
Ha kim?
Hâkim.
Hakim.
B.T.
Bu birşey değil. Bakınız: http://eilgar.wordpress.com/2009/05/04/baslangic/
Hak kim?
Ha kim?
Hâkim.
Hakim.
B.T.
Bu birşey değil. Bakınız: http://eilgar.wordpress.com/2009/05/04/baslangic/
8 Ocak 2011 Cumartesi
Kimdir?
Rabbiyle arasındaki ilişkisini beslemeyen,
Rabbiyle irtibatta olmayan,
Rabbinin gönderdiği mesajı okumayan,
Rabbini unutabilen,
Kimdir?
B.T.
Not: "Rabb"in anlamı için http://kurankelimeleri.blogspot.com/ 'a bakabilirsiniz.
Rabbiyle irtibatta olmayan,
Rabbinin gönderdiği mesajı okumayan,
Rabbini unutabilen,
Kimdir?
B.T.
Not: "Rabb"in anlamı için http://kurankelimeleri.blogspot.com/ 'a bakabilirsiniz.
7 Ocak 2011 Cuma
Okumak ve okumak
Bir kardeşime bir gün bir mektup ulaşır. Gönderen belirsizdir fakat adres doğrudur. Mektup kardeşimin anlamadığı bir dilde yazılmıştı. Latince harfler kullanıldığı için onu okuyabiliyor fakat okuduğunu anlayamıyordu. Çok merak ediyordu kardeşim mektuptaki mesajı. "Acaba yazan okuyana ne anlatmak istiyordur" diye düşünüp duruyordu. Karşılaştığı insanlara okutarak aylarca anlayan birini bulmayı umut ediyordu. Bu arada anlamasada, bir gün mektuptaki mesajı anlayabilme heyecanı ile, onu her gün okuyordu. Bundanda çok haz alıyordu.
Seneler geçti. Kardeşim hiç o mektubun içeriğini anlayabilememişti. Seneler önce aldığı mektubu artık aklına geldikçe çıkartıp okuyordu. O anlayamadığı kelimeler artık zamanla kulağına çok güzel ve gizemli gelmeye başlamıştı. Mesajın içeriğini merak etmiyordu artık. "Yazan okuyana ne anlatmak istiyordur" diye düşünmüyordu artık. O anlayamadığı kelimelerin artık sadece sesi ve gizemi onu mutlu ediyordu.
Gün gelir kardeşim ölüm döşeğine düşer. Son günlerinde dostları hep yanındadır. Olabildiğince anılar paylaşırlar. Paylaşırken bir an kardeşimin aklına o mektup gelir. Dostlarından birisine rica eder onu çıkarıp okuması için. Belki son bir defa o gizemli kelimelerin güzel sesini duymak, son bir defa o zamanındaki heyecanı tatmak için. Kardeşimin ricası üzerine dostu mektubu okumaya başlar. Birkaç cümle sonra odanın bir köşesinden biri seslenir: "Ben bu yazılanları anlıyorum!". Kişi dostlarından birisinin misafiridir. Kardeşimin gözleri bir anda büyür. Son nefesiyle: "Ne anlatıyor?" der ve ancak misafirin çevirdiği şu ilk kelimeleri duyduktan sonra can verir: "Oku! Oku! Yaradan Rabbinin adıyla oku!"...
B.T.
Seneler geçti. Kardeşim hiç o mektubun içeriğini anlayabilememişti. Seneler önce aldığı mektubu artık aklına geldikçe çıkartıp okuyordu. O anlayamadığı kelimeler artık zamanla kulağına çok güzel ve gizemli gelmeye başlamıştı. Mesajın içeriğini merak etmiyordu artık. "Yazan okuyana ne anlatmak istiyordur" diye düşünmüyordu artık. O anlayamadığı kelimelerin artık sadece sesi ve gizemi onu mutlu ediyordu.
Gün gelir kardeşim ölüm döşeğine düşer. Son günlerinde dostları hep yanındadır. Olabildiğince anılar paylaşırlar. Paylaşırken bir an kardeşimin aklına o mektup gelir. Dostlarından birisine rica eder onu çıkarıp okuması için. Belki son bir defa o gizemli kelimelerin güzel sesini duymak, son bir defa o zamanındaki heyecanı tatmak için. Kardeşimin ricası üzerine dostu mektubu okumaya başlar. Birkaç cümle sonra odanın bir köşesinden biri seslenir: "Ben bu yazılanları anlıyorum!". Kişi dostlarından birisinin misafiridir. Kardeşimin gözleri bir anda büyür. Son nefesiyle: "Ne anlatıyor?" der ve ancak misafirin çevirdiği şu ilk kelimeleri duyduktan sonra can verir: "Oku! Oku! Yaradan Rabbinin adıyla oku!"...
B.T.
29 Aralık 2010 Çarşamba
Ey...!
Ey yüce dağbaşındaki kirlenmemiş, dokunulmamış, erişilmez, izsiz, ıssız, ak kar.
Ey gözümüzle bakamadığımız, bizi ısıtan, hayat veren, hiç yalnız bırakmayan, içinde volkanlar patlayan güneş.
Ey berrak olan, serinleten, susuzluğumuzu gideren, kendi yolunu belirlemiş, bizim seviyemize inen akarsu.
Ey güzelliğinle gösteriş yapan, bizi kendine bağlayıp büyüleyen, dağlara bürünmüş, durgun göl.
Ey geceleri yolumuza ışık tutan, her gün bir değişik görünen, ayda bir tam olan ve yine ayda bir bizi terk eden, gizemli ay.
Ey bütün dertlerimizi bizden üfleyip alan, bizi uçuran, görünmeden kendini hissettiren, sıcak, soğuk, şiddetli ve sakin rüzgar.
Ey sonu görünmeyen, içimizi açan, dalgalanan, bazen bizi kabul eden bazen boğan, mavisinin eşi bulunmayan deniz.
Ey içinde yeşilin sonsuz sayıda değişik tonlarını barındıran, bize nefes veren, içinde kaybolmamıza neden olan veya fırsat veren orman.
Ey damla damla bize gelip yaşam veren, bizimde nankörce kaçtığımız yağmur.
Ey bizi doyuran, koruyan, yol veren, mucizeler yaratan toprak.
Şahit olun!
B.T.
Ey gözümüzle bakamadığımız, bizi ısıtan, hayat veren, hiç yalnız bırakmayan, içinde volkanlar patlayan güneş.
Ey berrak olan, serinleten, susuzluğumuzu gideren, kendi yolunu belirlemiş, bizim seviyemize inen akarsu.
Ey güzelliğinle gösteriş yapan, bizi kendine bağlayıp büyüleyen, dağlara bürünmüş, durgun göl.
Ey geceleri yolumuza ışık tutan, her gün bir değişik görünen, ayda bir tam olan ve yine ayda bir bizi terk eden, gizemli ay.
Ey bütün dertlerimizi bizden üfleyip alan, bizi uçuran, görünmeden kendini hissettiren, sıcak, soğuk, şiddetli ve sakin rüzgar.
Ey sonu görünmeyen, içimizi açan, dalgalanan, bazen bizi kabul eden bazen boğan, mavisinin eşi bulunmayan deniz.
Ey içinde yeşilin sonsuz sayıda değişik tonlarını barındıran, bize nefes veren, içinde kaybolmamıza neden olan veya fırsat veren orman.
Ey damla damla bize gelip yaşam veren, bizimde nankörce kaçtığımız yağmur.
Ey bizi doyuran, koruyan, yol veren, mucizeler yaratan toprak.
Şahit olun!
B.T.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)